Kuruyan Düden Gölü'nün can damarları göründü
Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü'nün izni ve desteğiyle yaban hayatının önemli uzman isimleri Ali Şenel, Burak Doğansoysal, Fırat İşbecer'den oluşan ekip öncülüğünde; Türkiye'nin en kapsamlı habitat belgeseli için çekimlere nisan ayında başlandı. 'Sulak alanlar', 'ormanlar', 'denizler ve kıyılar', 'bozkırlar', akarsular ve dereler', 'dağlar, vadiler ve kanyonlar' olarak habitatların anlatılacağı 'Anadolu Kadim Doğa' adlı belgesel 6 bölümden oluşacak. Her habitatın en az iki kere ve dört mevsimde olmak kaydıyla çekimleri yaklaşık 2,5 yıl sürecek.
SULAK ALANLARIN TAMAMI GÖRÜNTÜLENİYOR
Yönetmen Burak Doğansoysal, ülkemizin sulak alanlarının neredeyse tamamını havadan, karadan hatta bazen suyun içinden görüntülediklerini belirterek, “Umarım izlerken bizim çekerken aldığımız kadar keyif alırsınız. Biraz bekleteceğiz ama değecek, belgeselimiz 2,5 sene sonra hazır. 64 ülke gezdim, 30'unda çalıştım. Aslanla, jaguarla, kaplanla, gorille göz göze geldim. Hiçbirinde şu anda ülkemde çektiğim yeni belgesel kadar heyecanlanmadım. İnanılmaz bir tempoda çalışıyoruz, umarım bu muhteşem doğanın hakkını verecek bir iş çıkartırız" dedi.
ANADOLU KADİM DOĞA BELGESELİ
'Anadolu Kadim Doğa' adlı belgeselle Türkiye'nin habitatlarının anlatılacağını belirten Doğansoysal; sulak alanlar dışında ormanlar, denizler ve kıyılar, bozkırlar, akarsular ve dereler, dağlar, vadiler ve kanyonlar şeklinde 6 bölümden oluşacağını açıkladı. Bu boyutta bütün habitatları kapsayan bir çalışmanın da muhtemelen ilk olacağını kaydeden Doğansoysal, “Dört farklı sezonda her habitatı çalışıyoruz" diye konuştu.
DÖRT MEVSİM ÇEKİM
Çekimlerin nisanda başladığını kaydeden Doğansoysal, “En az iki kere dört mevsimi görmemiz lazım ki habitatları, tüm döngüyü hakkıyla belgeleyebilelim çünkü yaz, bahar, sonbahar ve kışın hem bitki örtüsü hem hayvanlar değişiyor. Her mevsim genelde kuşlardan oluşan göç eden türler ile hiç gitmeyen türler var. Memeli hayvanları yazın görüntülemek nispeten daha zorken, sonbahar ve kış ise nispeten daha kolay oluyor" dedi.
BÜTÜN TÜRLER GÖRÜNTÜLENİYOR
Ekibe, görüntü yönetmeni Ali Şenel ve yapımcı Fırat İşbecer'in dışında doğa belgeseline meraklı gençlerin de belirli dönemlerde katılım sağladığını anlatan Burak Doğansoysal, gençlerin büyük ilgi gösterdiğini ve çok ciddi başvuru aldıklarını söyledi. Doğansoysal, “Esas vermek istediğimiz mesaj, Anadolu'nun içinde yaşadığımız coğrafyanın A'dan Z'ye bütün türlerinin, özellikle nesli tehlike altındaki ve sembol türlerini, gelecek nesillere bırakabilmek için görsel envanterini çıkarmak istiyoruz" diye konuştu.
İNSANLARDAKİ YANLIŞ ALGI
Habitatlar üzerinden birtakım doğal hikayeler ve doğal döngünün de anlatıldığını dile getiren Doğansoysal, “Habitatlar korunursa otomatik olarak içindeki canlıları da korumuş olacağımız mesajını iletmek istiyoruz. Yanlış bir algı var ve insanlar yaşadıkları yerde gördükleri canlıların her yerde çok olduğunu düşünüyor. Halbuki öyle değil. Örneğin; en son Tuz Gölü'nde binlerce flamingo ölümü oldu. Flamingolar yaşadığı Tuz Gölü havzasında çok bol görülüyor diye her yerde bol değil. Orası iki önemli üreme alanından biri. Bu algıyı kırmaya çalıyoruz, bilinç oluşturmak istiyoruz. Gittiğimiz köylerde, 'Bu kuştan çok var' diyorlar ama sadece orada ve başka yerde yok" dedi.
İÇ ANADOLU'DA DURUM KÖTÜ
Şu ana kadarki çekimlerde sulak alanların durumuna ilişkin hem iyi hem de kötü manzaralarla karşılaştıklarını anlatan Doğansoysal, şunları söyledi:
“Özellikle Van'daki sulak alanları geçmiş yıllara göre çok daha iyi bulduk. Hem su miktarı hem de içindeki tür miktarı olarak inanılmaz ileriye doğru gitmiş ama İç Anadolu'da yağmur az olduğu ve su çekilmeye devam ettiği için inanılmaz kötü etkilenmiş. Normalde de bu faaliyetler oluyor ama yağışla desteklendiği için etkisini daha az hissediyoruz. Bir çobanla konuşuyorum orada, '25 senedir sürümü ilk defa buraya sokabiliyorum, burası bataklık, sulak bölgeydi' dediği Konya civarında bir sulak alan kurumuş."
KÜRESEL ISINMA ÜREME DÖNEMLERİNİ ETKİLİYOR
Marmara'da Uluabat ve Manyas'ın iyi durumda olduğunu aktaran Doğansoysal, "Son yıllarda gördüğümüz en büyük pelikan sürülerini gördük. Nallıhan'da çekim yaptık, İç Anadolu'da. Orada geçmiş yıllardan daha fazla su var. Su seviyesi sağlıklı olduğu için inanılmaz karabatak sürüsüyle karşılaştık. Van Gölü'nde inci kefali göçü biraz erken başlamış. Sevindirici durum ise göçün gerçekleştiği 2-3 nehir ağzı var ve tamamında jandarma sürekli devriye atıyor, kaçak avcılığı neredeyse sıfıra indirmişler. Bu sene nereye gittiysek üreme zamanının normal mevsimsel döngünün önünde, en az 10-15 gün erken gerçekleştiğini gördük. Bunun sebebi de büyük ihtimalle küresel ısınma ve sıcaklık atışı" diye konuştu.
MANZARANIN GÜZELLİĞİNE ALDANMAYIN
Bu yıl çok farklı tespitte bulunduklarına da dikkat çeken Doğansoysal, “Konya-Kulu'daki Düden Gölü'nde, 10-12 bin flamingo ve en az 15 tür farklı kıyı kuşu vardı. Oranın avantajı, göl ne kadar kurursa kurusun düden su taşımaya devam ediyor. 15 gün önce tekrar gittik, göl küçülmüş ama hala yakın sayıda flamingo vardı ama orası üreme alanı değil Tuz Gölü'ne gitmek zorundalar. Gölü besleyen tatlı su kaynağını görüntüledik. O damarlar, gölün su seviyesi azaldıkça görülebiliyor. Normalde gölde su seviyesi yüksekken görülemez. Dolayısıyla manzara olarak büyüleyici ama su seviyesinin azaldığını gösteren, iyi bir durum değil" dedi.