Batık avcısı 'Arkeo'ya basınç odası eklendi

Kemer'de bulunan AÜ'ye bağlı Sualtı Arkeolojisi Uygulama ve Araştırma Merkezi ekibi, 2013 yılında Antalya'dan başlayarak tüm Akdeniz'i kapsayan arkeolojik sualtı çalışmaları yürütüyor. 2014 yılında envantere dahil edilen 27 metrelik 'Arkeo' adlı su altı araştırma gemisinde, Doç. Dr. Hakan Öniz başkanlığında Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp doktoru ile doktora ve yüksek lisans öğrencilerinin bulunduğu 15 ila 20 kişi arasında değişen ekip bulunuyor.

200'Ü AŞKIN BATIK TESPİT EDİLDİ

Arkeo araştırma gemisine, Akdeniz Arkeolojisi Derneği'nin desteğiyle 2 ay önce 4 metreye 2 metre ebadında 5 kişilik basınç odası eklendi. Arkeo, basınç odasının monte edilmesiyle dünyada basınç odalı ikinci araştırma gemisi haline geldi. Arkeo ile bugüne kadar su altında 200'ü aşkın batık tespit edildi. Bunlardan en önemlisi ise 2018 yılında keşfedilen 3 bin 600 yıllık, dünyanın en eski ticaret gemisi batığı oldu.

Doç. Dr. Hakan Öniz, Antalya ve Mersin kıyılarında arkeolojik sualtı araştırmaları gerçekleştirdiklerini belirterek, "Çoğunluğunu Akdeniz Üniversitesi'nin yüksek lisans öğrencilerinin oluşturduğu su altı araştırma ve kazı ekibimiz var. Bu ekip yalnızca ülkemizde değil, dünyada en tecrübeli, en iyi altyapıya sahip ekiplerden biri. Kültür Bakanlığımızın büyük destekleriyle 7 yıldır kullandığımız Arkeo isimli araştırma gemisinin olanaklarını da dahil etmek gerekiyor. Son 3 yıldır daha derinlerde araştırma yapıp, daha derinlerde arkeolojik batıkları belgelemeye başladık" diye konuştu.

BASINÇ ODALI İKİNCİ GEMİ

Milattan Önce 16-15'inci yüzyıla tarihlenen bakır külçe yüklü Tunç Çağı gemisinin kazısına da geçen yıllarda başladıklarını aktaran Doç. Dr. Öniz, "Dalıcılar daha derinlere indikçe vurgun riskiyle karşı karşıya kaldıkları için basınç odasına ya çok yakın araştırma yapmak durumunda ya da gemide basınç odası olması gerekiyor. Bugün dünyada bu imkana sahip arkeolojik araştırma gemi sayısı bir. Akdeniz Üniversitesi basınç odası olan ikinci arkeolojik araştırma gemisine sahip. Böylelikle yüksek lisans ve doktora öğrencilerimiz artık çok daha emniyetli dalışlar yapabilmekte" dedi.

'BASINÇ ODASI SON DERECE ÖNEMLİYDİ'

3 yıl önce daha derinlerde kazı yapmaya başladıkça vurgun riskini azaltmak amacıyla denizin 5 metre derinliğinde sürekli oksijen soluyabilecekleri oksijen istasyonuna sahip olduklarını kaydeden Doç. Dr. Hakan Öniz, "3 senedir dalıcılarımız, dalışlarını yaptıktan sonra vurgun riskini minimize etmek için 5 metre derinlikte belirli bir süre oksijen soluyarak, bekleyerek bu riski çözüyor. Ama bu risk sıfırlanmış değil. Her ihtimale karşı araştırma gemisinde bir basınç odasının olması son derece önemliydi. Bu bağlamda Akdeniz Arkeolojisi Derneği'nin de destekleriyle gemiye 5 kişilik basınç odasını tahsis ettirme imkanına sahip olduk" diye konuştu.

EN ÖNEMLİ SAĞLIK SORUNU; VURGUN

Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nde Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp Anabilim Dalı'nda görevli Dr. Gamze Selin Sümen ise bu projede dalış sağlığının korunması ve ihtiyaç olduğu zaman hızlıca tedavinin gerçekleştirilebilmesi için gemide bulunduğunu söyledi. Dr. Sümen, "Dalış sağlığında karşılaşabileceğimiz en önemli sağlık sorunlarından biri de dekompresyon hastalığı, yani vurgundur. Bu hastalığın tedavi edilebilmesi için mutlaka böyle bir basınç odası ünitesine ihtiyaç var. Dalgıcın dekompresyon hastalığı şüphesi varsa hızlıca tedavi ünitesinin içine alınır. Daha sonra basınçlı ortamda belirli bir tedavi derinliğine getirildikten sonra yüzde 100 oksijen soluyarak tedavi yapılır. Bu tedavilerin süresi tamamen hastalığın şiddetine göre değişebilir" dedi.